Özet:
Kur’ân-ı Kerim, Hz. Muhammed’e Cebrail tarafından vahiy yoluyla getirilen kutsal bir metin olup İslâm dinin temel kaynağıdır. Bundan dolayı ilk zamandan itibaren Müslümanlar tarafından anlaşılmaya çalışılmış ve üzerinde de pek çok çalışma yapılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in bizzat anlaşılması üzerine yapılan çalışmaların yanı sıra onun anlaşılmasını daha da kolaylaştıracak çalışmalar Kur’an-ı Kerim’in dili, gramatik yapısı, içeriği, surelere taksim edilişi ve Mushaf biçimine geliş tarihi hakkında başta tefsirciler olmak üzere farklı alanlarda ilim adamları tarafından her asır değişik çalışmalar yapılmıştır. Kuşkusuz Kur’an-ı Kerim aynı zamanda edebiyatçıların da ilgi alanında olmuş, onlar tarafından da bu kutsal metin üzerinde çok fazla sayıda çalışma yapılmıştır. Edebiyatçılar bu kutsal metnin hem içeriğine hem de biçimine ilgi duymuşlardır. Edebiyat mahfillerinde eser verenler Kur’an-ı Kerimi eserlerine bütünüyle ya da iktibas ve telmih sanatları bağlamında temel kaynak olarak başvurmuşlardır. Onların ilgi duyduğu konulardan biri de hiç şüphesiz surelerinin isimleri hususunda olmuştur. Hatta bu isimlerle ilgili müstakil çalışmalar da kaleme almışlardır. Bu eserler, önemli oranda manzum olarak telif edilmişlerdir. Bunlardan birisi de çalışmamıza konu edindiğimiz Ubeyd Dede tarafından kaleme alınmış olan Farsça manzum eserdir. Bu eser, sahanın önemli çalışmalarından biri olarak tebellür etmektedir. Hal böyle olunca elinizdeki makalenin konusu olmuştur. Ancak Ubeyd Dede’nin eserine geçmezden önce manzum sure geleneği hakkında bilgi vermenin gerekli olduğu düşünülmüş ve Anadolu sahasında bu konuya dair eserler hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Akabinde de Ubeyd Dede’nin “Manzum Suver-i Kuran”adlı eseri biçimsel özellikleri ve muhtevası bakımından detaylı bir şekilde ele alınmıştır.”Çalışmanın sonuna da eserin Arap alfabesi ile orijinal metni, latinize edilmiş olan çeviri metin ile eserin tercümesi bir arada verilmiştir.